… Dünden devam
2008 yılında başlayan ‘Kıbrıs Müzakereleri’ döneminden günümüze, 7 yıl geçti. 1968’den beriyse 47 yıl!
Bu uzun süreçte sadece zaman değil, liderler bile değişti!
Sonuç nedir? Ne olacaktır?
Makarios’tan bugüne, hiçbir Rum lideri, Rum kilisesi ve Ulusal Konseyleri; hedefledikleri Enosis’ten bir adım dahi geri atmamıştır! Bundan sonra da atmayacaktır!
Rum tarafının tek bir hedefi vardır!
O da Kıbrıs adasını çeke, çeke elimizden almaktır. Yunanistan’ın da istediği budur ve Lozan’da kurulan Türk, Yunan dengesini kendi lehine bozmaktır.
Sevgili Kıbrıs Türk Gençleri Sizlere Sesleniyorum:
Özgürce yaşadığınız bu devletin, bu Gazi toprakların bedeli şehitlerimizin kanlarıyla ödenmiştir. Onların emaneti olan bu vatan, 31 yıldır yaşayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti size emanettir. Bu coğrafyada kurulan, bu son Türk Devleti size ananızın sütü kadar helal ve yaşayan bir gerçektir.
Devletinizi yaşatmak için yılmadan çalışmak ama çok çalışmak, size emanet edilen milli ve ulvi değerlerimize sahip çıkmak öncelikli göreviniz olmalıdır.
Unutulmasın ki, sizden önce ata yadigârımız Kıbrıs’ta yaşayan atalarımız yılmadan, umutsuzluğa kapılmadan, büyük bir direnişle özgürlüğe kavuştu; bedel ödeyerek bu devleti kurdu.
Hiç şüpheniz olmasın ki, en kısa zamanda K.K.T.C devleti uluslararası arenada mutlaka tanınacak ve Rum’un yıllardan beri uyguladığı insanlık dışı ambargolar kalkacak, adada ki yaşam hakkınıza vurulmuş olan tüm prangalar kırılacaktır.
Çünkü Türk Milleti ile Mücahit Kıbrıs Türk Halkının etle, tırnak olduğu bu ada; aynı zamanda Türkiye’nin de ön cephesidir.
Bu cephenin kırılması, yok edilmesi için var güçleriyle çalışanlar, bildik güçler, tüm kafadan bacaklıların gayretleri; bu birlikteliği asla bozamayacak, yok edemeyecektir.
Kıbrıs Türk Halkı, Türk Milletinden almış olduğu güçle kazanmış olduğu özgür ve bağımsız yaşam hakkını, 31 yıl önce kurmuş olduğu KKTC devleti ile taçlandırmıştır.
Bu tacı onuru ve gururu ile taşıyan hiçbir KKTC yurttaşı; bu tacı yere düşürmeyecek, gönderlere çekilen devlet ve milli Bayraklarımız sonsuza dek Kıbrıs semalarında dalgalanmaya devam edecektir.
KKTC’nin Devletinin kuruluşuna kadar geçen süreçte ve bu uğurda seve, seve hayatlarını feda eden tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
Kıbrıs Milli Davamızın Liderleri Sn. Dr. Küçük’ü, Sn. Denktaş’ı ve dava arkadaşlarını minnetle yâd ederek, aziz hatıraları önünde saygı ve şükran duygularımla eğiliyor;
Bu davayı savunmak adına hala var güçleriyle çalışan tüm siyasilerimizi, bilim insanlarımızı, yurttaşlarımızı, Gazilerimizi ve tüm Mücahit Gazi arkadaşlarımı sevgiyle selamlıyorum.
Vatan; başta şehitlerimiz olmak üzere, bu devletin kuruluşunda emeği geçen herkese minnettardır.
2012 yılının öne çıkan diğer olayları:
16 Nisan 2012’de, 28 Şubat soruşturması kapsamında ise; dönemin Genelkurmay 2’nci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir’in de aralarında bulunduğu, 29 kişi gözaltına alındı.
19 Haziran 2010 tarihinde başlayan ‘Balyoz Davası’, 21 Eylül 2012’de sonuçlanarak, karara bağlandı. (Bu karar sürecine, kitabımın ilk cildinde detaylı olarak değinmiştim.(Bk.10’ların İzleriyle Türkiye, Sayfa: 294-311)
2012 yılında tüm şiddetiyle devam eden Suriye iç savaşı sırasında; bu savaş nedeniyle sınırlarımızda arttırılan güvenlik tedbirleri ve kontrolleri çerçevesinde devriye uçuşuna çıkan Türk Hava Kuvvetlerimize ait bir savaş/devriye uçağının, Suriye uçaksavar füzeleri tarafından düşürüldü…
Malatya - Erhaç hava üssünden kalkan ve devriye görevine çıkan bir savaş uçağımızın, Hatay’ın güneybatısında deniz üzerinde radar ve telsiz temasının kesildiği haberi üzerine; Başbakanlık resmi konutunda güvenlik zirvesi yapıldı.
Toplantı sonucunda yapılan yazılı açıklamada:
“Uçağımızın Suriye tarafından düşürüldüğü anlaşılmıştır. Türkiye, olayın tam olarak aydınlatılmasının ardından, nihai tavrını ortaya koymuş ve atılması gereken adımları alınması gereken tüm tedbirleri almıştır.
Devam edecek…