Ülkemizin son döneminin finans sektöründeki yapılanmaları, AB ile müzakere süreci ve ülkemizin genç ve dinamik nüfus yapısı, yabancı sigorta şirketlerinin sektörümüze olan ilgisini arttırmış ve son 10 yıl içerisinde, ‘Türkiye Sigorta Sektörünün’ 55 sigorta şirketinin %65’i yabancı ortaklı kuruluşlar haline dönüşmüştür.
Ortaklık yapıları ağırlıklı olarak dünyanın en büyük yabancı sigorta şirketlerinden oluşan bu yeni yapılanmalar; sigorta sektörümüzün üretiminin %62’sini kontrol etmektedirler.
Son dönemde sigorta sektöründeki bu yapılanma ve sigorta ürün yelpazesini de etkilemiş ve ülke ekonomisinin çeşitli iş alanlarının, insanlarımızın hayat ve sağlık risklerinin teminat altına alınmasında pek çok yeni ürün tüketicinin kullanımına sunulmuştur.
Ancak yine de sigorta sektörümüzün prim üretimi meblağı, ülkemiz nüfusu ile mukayese edildiğinde; Amerika ve AB’ye üye ülkelerinde üretilen primi meblağının çok altında kalmaktadır.
2012 yılı sonu itibariyle ülkemizin sigorta prim üretimi 17 milyar TL ve kişi başına düşen prim miktarı 121,60 ABD dolarıdır. Dünya ülkeleri arasındaki, sigortacılık yerimiz 63’ncü sıradadır.
Bu gerçek, hala ülkemizin sigortacılık konusunda yeteri kadar yol alamadığını göstermektedir. Bu gerçeğin en önemli sebeplerinden bir tanesi eğitimdir.
2012 yılı verilerine göre ülkemizde sigortacılık eğitimi veren 1 Adet yüksek Lisans ve 1 Adet doktora programı olup, meslek yüksekokulu kontenjanı; 2012 yılı için 10.093, yüksekokul ve fakülte kontenjanı ise 497 öğrenci olmuştur.
Hızla artan nüfusumuz ve gelişen ülke ekonomisi için bu sigorta eğitimi ve eğitilen insan rakamları ne kadar yeterlidir?
Kaldı ki, sigortacılık eğitimi alan gençlerimizin pek çoğu ülke ekonomisine güç veren farklı sektörlerde de iş bulabildiğinden; sigortacılık eğitimi alan personel azlığı sektörü olumsuz yönde etkilemektedir.
Yıllardan beri sigortacılık, konusu itibariyle ülkemizde yeterince anlaşılamamakta, bilinçli sigortalı sayısı ne yazık ki, artmamaktadır…
Özellikle 2000 yılından itibaren, ’Türkiye Sigorta Sektörüne’ yön veren sigorta şirketlerimizin kendi iç dinamiklerini güçlendirmek adına çalışan personeline verdikleri sigortacılık eğitimleri, bu hizmet sektöründe sunulan hizmet kalitesini de bir hayli yükseltmiştir. Ancak önemli olan ülkemizde sigorta bilincini üst seviyelere çıkararak, sigortanın ne kadar önemli olduğunu halkımıza doğru bir şekilde anlatabilmektir…
Geçmiş yıllarda ülkemizde sigorta sektöründe yapılan hatalar ve uygulanan yanlışlar, pek tabiidir ki, halkımızın üzerinde olumsuz etkiler yaratmış ve sigorta kavramına karşı olumsuz ön yargılar da oluşmuştur.
Ancak o yıllar geride kalmış ve sektör şirketleri geçmiş dönemde yaşanan bu olumsuzluklardan gerekli mesajı alarak, şirketler için gerekli olan yapısal ve yönetimsel düzenlemeler mükemmel bir seviyeye gelmiştir.
Bu yapılanmalara, devletimizin yasal düzenlemeleri de eklenince; Türkiye Sigorta Sektörü, dünya normlarına uygun bir sigortacılık seviyesini çoktan yakalamış durumdadır…
Bundan sonrası sigortanın yaşamımızdaki yerinin ne kadar önemli olduğunun halkımıza anlatılması ve ülke ekonomisinde yarattığı katma değerin iyi bir şekilde vurgulanması için çaba gösterilmesi ve bu çabanın en çok da eğitim alanında yer almasıdır…
Sigorta bilinci ile yetişecek olan nesiller, doğru ve dürüst sigortalı sayısını arttıracağı gibi artan bu sayı, ülkemizde üretilen sigorta primini de doğrudan etkileyecektir. Çünkü sigortayı bilen, bilinçli sigortalı hiçbir şekilde yanlış, eksik, suiistimal odaklı hasarlara sebep olmayacaktır…
Ülkemizin sigorta tarafında yaşanan sigorta suiistimalleri, 2012 yılı itibariyle tüm branşlarda neredeyse 1 Milyar TL.’ye ulaşmıştır. Bu rakam sadece sigorta şirketlerince belirlenebilen suiistimallerin toplam hasar değeridir. Ya belirlenemeyenler?
Sonuç olarak sigorta eğitimine verilecek önem bilen ve bilinçli sigortalı sayımızı da arttıracaktır. Son bir iki yıldan beri TSB’nin, Milli Eğitim Bakanlığı ile koordine ederek sunmuş olduğu, sigortanın öneminin daha ilköğretim çağındayken çocuklarımıza öğretilmesi projesi bence çok önemli ve doğru bir tercihtir.
Yine her yılın Mayıs ayında gerçekleştirilen sigorta günleri ve tanıtım reklam çalışmaları çok doğru ve yerinde uygulamalardır.
Bu önemli çalışmalara sektör şirketlerinin de katkıda bulunması, özellikle sektörümüze katılan yabancı sigorta şirketlerinin bu yönde alacakları öncelik de, sigorta eğitiminde önemli bir kazanç sağlayacaktır.
‘’ Sigortalı Hayatın Gerçekleri ‘’ isimli kitabımı hazırlarken, sektöre çok önemli katkıları olan, uzun yıllar hizmet vermiş bir sigortacı dostum bana şu anısını anlatmıştı:
‘’ Yurt dışına gittiğinizde türlü iş merkezlerinin, ya da alışveriş merkezlerinin olduğu gökdelenlerin girişinde, ‘ bu bina …….. sigorta şirketince sigortalanmıştır.’ Levhasını görürsünüz. Bizim ülkemizde ise pek çok iş merkezimiz ve gökdelenlerimizin girişinde ise kocaman bir nazar boncuğu vardır…’’
Pek tabii ki, insanlarımızın tercihlerine her zaman saygı duyacağız. ‘Nazar’ da, hayatımız ve hayatımızın ayrılmaz bir parçası olan mal varlığımız için önemli bir olgudur.
Ama unutulmasın ki;
‘’ İhtiyaç olduğunda, satın alınamayan yegâne ürün sigortadır…’’
Atilla ÇİLİNGİR
CGM Dosya ve Hasar
Araştırma Md.
05 Temmuz 2013