10’LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (123)

10.06.2024
Dünden devam...

1980-1988 yılları arasında gerçekleşen ve 1 milyon Arabın ölümüyle sonuçlanan İran ve Irak savaşının sona ermesinden, Saddam'ın Halepçe'de gerçekleştirdiği insanlık dışı katliamından hemen sonra, Irak ordusundan kaçarak, Türkiye'ye sığınan Iraklı Kürtler oldukça zor şartlarda yaşamak zorunda kalmışlardır.

Ve bu dönemde Türkiye, 4 yıl boyunca 60.000 Irak'lı mülteciye Diyarbakır, Muş ve Mardin'de barınak sağlamış; 19.000 Iraklı Kürt ise; körfez savaşı sonrasına kadar, Türkiye'de kalmıştır.

Ancak Türkiye bu kritik süreçte Iraklıların mülteci statüsünü tanımamış, sığınmacı Kürtlerin ülkemizde kaldıkları yerlere kamp demeyerek, onun yerine; 'geçici yerleşim birimleri' ifadesini kullanmıştır.

Diyarbakır, Mardin ve Muş'ta bulunan mülteci Kürtler, sıkıntılı günler geçirmişler; çocukları eğitim alamamış, çalışmak isteyenler çalışamamış, Irak'tan sadece hayatlarını kurtararak ülkemize sığınan Kürtler; bu kalabalık yerleşim birimlerinden sadece birkaç saatliğine dışarı çıkabilmişlerdir.

İşte benimde bu dönemde görevli olduğum Diyarbakır'da savaşın o korkunç yüzünden kaçarak, ülkemize sığınan Irak'lı Kürtler; Dicle kıyılarında oluşturulan 'geçici yerleşim birimleri' adı verilen çadırlara yerleştirilmişler, buralarda hayat mücadelesi vermişlerdir.

Bu insanların kaldığı çadırlarda; genelde elektrik ve temiz su sıkıntıları yaşanmıştır.

Devletimizin bu sığınmacılara yapmış olduğu yardım ve vermiş olduğu desteğin yanı sıra; ülkemizin her bölgesinden bu sığınmacılara her türlü yardım yapılmıştır. Ayrıca yurt dışından da, çok çeşitli yardımlar gelmiştir.

Ve hatta dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Francois Mitterand'ın eşi Madam Mitterand, Dicle kıyılarındaki sığınmacı çadırlarını ziyarete geldiği dönemde ben de oradaydım.

Kürtlerin çok yakın dostu olan ve Halepçe'de heykeli bulunan Madam Mitterand'a; bölgeye yapmış olduğu bu ziyarette, dönemin Başbakanı merhum Turgut Özal'da refakat ettiğini ve Diyarbakır'daki geçici yerleşim birimlerinde yapmış oldukları incelemelerde; Iraklı sığınmacıların yaşam şartlarını beğenmediğini, bu yerlerdeki yaşam şartlarının iyileştirilmesi için görüş bildirdiğini çok iyi hatırlarım…

1987 yılının Ağustosunda gelip, 1990 yılının şubat ayında (kendi isteğimle emekliliğimi istemem nedeniyle) veda ettiğim Diyarbakır garnizonunda yaşadığım o yıllar, benim için daima çok güzel anıların ve dostlukların yaşandığı bir süreç olarak hatırlanacaktır.

Devamı yarın...

"Siyaset" Diğer Yazılar