10’LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (103)

21.05.2024
1980'Lİ YILLAR:

Enflasyon aşağıya çekilmiş; siyasetteki rahatlamayla beraber, ülkede de bir rahatlık meydana gelmiştir. Ancak işsizlik, dış ticaret açığı ve bazı sektörlerde, tekelleşmenin önüne geçilememiştir. 1977 yılında 10 milyar dolar olan dış borç, 17 milyar dolara yükselmiştir.

12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesine giden süreç: (Kaynakça: 14)

Kasım 1979'da Demirel'in Başbakanlığında, MHP ve MSP destekli azınlık hükümetinin kurulması ülkedeki siyasi istikrarsızlığı sona erdirmeye yetmedi. Bu arada toplumsal şiddet olayları olanca hızıyla sürüyordu. T.S.K Komuta Heyeti 27 Aralık 1979'da Cumhurbaşkanı Korutürk'e bir uyarı mektubu gönderdi. Kamuoyuna da duyurulan bu uyarı mektubunu ne iktidar, ne de muhalefet dikkate aldı! Her iki tarafta mektubun muhatabının kendileri olmadığını açıkladı. Siyasi partilerin bu tavrı, zaten askeri müdahale hazırlığı içinde olan ordunun komuta heyetinin hazırlıklarını hızlandırdı.

Bu arada Nisan 1980'de Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün görev süresinin dolması yeni bir bunalıma yol açtı.  Siyasi partiler bir isim üzerinde uzlaşmaya varamayınca, yeni cumhurbaşkanı bir türlü seçilemedi. Kriz gün geçtikçe derinleşiyor, birçok ilde sıkıyönetim ilanına rağmen şiddet olayları her geçen gün tırmanıyordu.

Ve…

12 Eylül Askeri Müdahalesi:

27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi ve 12 Mart 1971 Muhtırasından sonra, özellikle 1979 Kasım – Eylül 1980 tarihine kadar geçen süreçte uygulanan sıkıyönetime rağmen; ülkemizde akan kardeşkanının durdurulamaması üzerine, 12 Eylül 1980 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri emir komuta zinciri içerisinde ülke yönetimine el koymuştur.  Bu müdahale ile Süleyman Demirel'in Başbakanı olduğu hükümet görevden alınmış, T.B.M.M ve siyasi partiler kapatılmış, siyasi parti liderleri tutuklanarak Zincirbozana'a (Çanakkale'nin Lâpseki İlçesi Çardak mevkiindeki, askeri dinlenme tesisleri) gönderilmişlerdir.

Bu askeri müdahalenin gerekçeleri olarak:

- Ülkede giderek yaygınlaşan siyasi cinayetler,

- T.B.M.M'nin birçok turun ardından Cumhurbaşkanını seçememesi,

- 6 Eylül 1980 tarihinde, Konya'da Necmettin Erbakan önderliğinde yapılan ve komuta kademesinin şeriat amaçlı bir kalkışma girişimi olarak nitelediği bir yürüyüşün yapılması gösterilmiştir.

Bu gerekçelerle ülke yönetimine el koyan komuta heyeti; 70'li yılların ortasından itibaren Türkiye'yi istikrarsızlığa sürükleyen şiddet olaylarını 12 Eylülden itibaren birkaç gün içerisinde hissedilir bir şekilde azalttı. Kısa bir süre sonra da durdurdu. Ülke yönetimine el koyan komuta kademesinin kurduğu Milli Güvenlik Konseyi, T.B.M.M'nin yerine geçerek kanunlar yapmış ve ülkeyi bir hükümet gibi 1983 yılına kadar yönetmiştir.

12 Eylül askeri müdahalesinin ardından ülke genelinde 13 sıkıyönetim bölgesi tespit edilerek, bu bölgelere 13 general, sıkıyönetim komutanı olarak atandı.

Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay dışındaki bütün derneklerin faaliyetleri durduruldu. Bazı milletvekilleri ile sendika yöneticileri gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğü bütün teşkilatıyla birlikte Jandarma Genel Komutanlığının emrine verildi.

20 Eylül 1980'de Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Ulusu Başbakan olarak görevlendirildi.

Hükümet programı hızla hazırlandı. Ekonomi yönetimi bir önceki dönemde uygulanmaya başlayan 24 Ocak kararlarının mimarı ve o dönemin Başbakanlık Müsteşarı olan Turgut Özal'a bırakıldı. Özal hükümette Başbakan yardımcısı olarak yer aldı.

25 Eylül 1980'de bütün il genel meclisleriyle, belediye meclisleri feshedildi. Belediye başkanlarının görevine son verildi. Yerlerine MGK'ya (Milli Güvenlik Kuruluna) yakın kamu görevlileri ile ordudan emekli olmuş kişiler atandı.67 ilin 27'sinin valileri değiştirildi.

Gelibolu Hamzakoy'daki askeri dinlenme tesislerinde ikamete mecbur edilen Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel, 10 Ekim 1980'de Ankara'ya getirildiler. Siyasi amaçlı olmamak kaydıyla, ziyaretçi kabul etmelerine izin verildi. Buna karşılık, Alpaslan Türkeş ve Necmettin Erbakan'ı tutuklandılar.
"Siyaset" Diğer Yazılar