10’LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (102)

20.05.2024
Dünden devam

1980'Lİ YILLAR:


Türkiye, 1980 yılını siyasal ve toplumsal karışıklıkların yanı sıra büyük bir ekonomik kriz ile karşılamıştı! Ülke sokaklarında süregelen sağ, sol çatışmaları 1980 yılının hemen başında daha da artmış; böylesine ağır toplumsal olaylara sahne olan ülkemizde; çok ağır bir ekonomik tablo ile karşı, karşıya kalmıştık.


Aslında güzel yurdumuzun sevecen insanları, bu döneme kadar hiçbir şekilde bir birlerine kurşun sıkmamış, özellikle gençlerimiz arasında yaşanan fikir ayrılıkları;  ülkemize böylesine kanlı bir dönemi yaşatmamıştı. Böylesine bir karışık dönemi yaşayan ülkemiz, bir de çok ağır bir ekonomik kriz ile karşı, karşıya kalınca; ülke yönetimini elinde bulunduran AP hükümeti ve Başbakan Demirel, 24 Ocak 1980 Ekonomik İstikrar Tedbirlerini uygulamaya koydu.
Şimdi 1980 yılında yaşadığımız o ağır ekonomik krize nasıl girdiğimize bakalım:
1980 Krizi: (Kaynakça:13)


1978 krizinde yaşananların devamı olarak, dünya petrol üretiminin yarısını elinde tutan OPEC ülkelerinin petrol fiyatlarını %150 arttırması, ekonomimizi tümden yıkmıştır.


(OPEK, Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı: 13 ülkenin iş birliği ile oluşan bu teşkilat; şu ülkelerden oluşuyordu: Venezuela, İran, Irak, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Libya, Endonezya, Abudabi, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Nijerya, Ekvador)


OPEC üyeleri petrol fiyatını, 1979'da da % 150 oranında artırmıştı, aynı orandı ikinci kez yapılan bu yeni artış; Türkiye'de yeni bir şok yaratarak, ülkemizdeki işsizliği % 20'lere çıkarttı. Enflasyon % 63,9'a yükseldi.  Pek çok tüketim maddesi karaborsaya düştü. Benzin, mazot, gazyağı, tüp, şeker, yağ, ampul v.b tüketim maddeleri bulunamaz oldu.


Ülkede mevcut siyasi sorunlara bir de kıtlık eklenince; iş başında bulunan Demirel Hükümeti, bu durumdan kurtulmak için Başbakan Demirel ve müsteşarı Turgut Özal'ın hazırlamış olduğu 24 Ocak kararlarını uygulamaya koydu. 24 Ocak 1980 tarihinde uygulamaya konulan bu Ekonomik İstikrar Tedbirlerinden amaç; enflasyonu kontrol altına almak, dış kaynak açığını kapatmak, kıtlıkları önlemek ve dolaylı ihracatı teşvik edici tedbirleri uygulamak olmuştur.


Uygulamaya konulan bu istikrar programıyla, Türk lirası % 48,6 oranında devalüe edilmiştir. (Türk Lirasının diğer ülkelerin para birimleri karşısında değer kaybetmesi) Daraltılan temel mal ve hizmet kapsamı dışında kalan mal ve hizmet fiyatlarının serbestçe tespiti olanağı getirilmiş, açık finansman yoluyla kamuya kaynak sağlanmasının yolu önemli ölçüde daraltılmıştır. Sabit kurdan kontrollü dalgalı kura geçilmiş ve yabancı sermayenin ülkemize girişi özendirilmiştir. Toplam talebin kontrolü yanında, arz koşullarını geliştirmeye yönelik yapısal uyum kararlarının uygulanması, idari organizasyona ilişkin düzenlemelerle de desteklenmiştir. Bu kapsamda Ekonomik İşler Yüksek Koordinasyon ve Para Kredi Kurulları, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, Sermaye Piyasa Kurulu, Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Daire Başkanlıkları oluşturulmuştur.

1980 sonrası uygulamaya konulan, 'beşinci, altıncı ve yedinci planların da' değişik ölçülerde esasını teşkil eden 24 Ocak kararları ihracata dayalı, dışa dönük sanayileşme stratejisini benimsemişti. Devletin ekonomiye müdahalesinin asgariye indirilmesini, rekabeti engelleyici müdahalelerin önlenmesini ve ekonominin uluslararası piyasalarla bütünleşmesini amaçlamıştır. Buna göre enflasyon aşağıya indirilecek, dış ticaret açığı ihracat arttırılarak kapatılacak, büyüme hızı yükseltilecek ve piyasa ekonomisine önem verilecekti.

12 Eylül 1980 askeri müdahalesiyle düşürülen hükümetin almış olduğu bu kararları, Turgut Özal yürüttü.

Askeri müdahalenin ardından 1983'te Başbakan olan Turgut Özal, IMF (uluslar arası para fonu) ile Stand-By (IMF'nin varılan antlaşmaya göre ve belirli süreler dâhilinde belli miktara kadar söz konusu olan fonların kullanımını içeren sözleşmenin adıdır.)anlaşması imzaladı. Yapılan bu antlaşmaya göre; ihracata teşvik verilecek, kamu harcamaları kısılacak, TL yüksek oranda devalüe edilecek, bütçe açığı kısılacak, yabancı sermaye girişi sağlanacak, KİT'lere ürünlerine zam yetkisi verilecekti. Bu uygulamalar sonucunda ihracatın GSMH' deki (gayrisafi milli hâsıla) payı, %11'e çıkartılmıştır.


Devam edecek
"Siyaset" Diğer Yazılar